Cilt sağlığı rutinin en kolay adımı olarak görülse de temizlik adımı, birçok sorunun cevaplandırılmasını gerektiren bir adım. Kişinin cilt tipini doğru bilmesi, ihtiyacı olan içerikleri hangi formda tercih edeceğini belirler. Bu noktada atlananlardan birisi de aslında cilt tipimizin 365 gün aynı olmamasıdır.
Mevsimler ve dönemsel hayat tarzı değişiklikleri cildimizin de değişmesine neden olur ve aslında her bir biz için farklı çözümlere ihtiyaç duyarız. Ne dersiniz, biraz şizofreni kokuyor değil mi? 😊 Yine de telaşa çok da kapılmamanız için sizlerle işinizi kolaylaştıracak bir şema paylaşmak istiyoruz
Bir uzman konsültasyonu olmadan herhangi bir cilt sağlığı ürününe yatırım yapmak istiyorsanız, evvela cildinizi ve ihtiyaçlarınızı belirlemeniz yerinde olacaktır; aksi takdirde zaman ve para kaybetme olasılığınız çok yüksek olacaktır. Ayrıca, girilen yorucu deneme-yanılma yöntemleri de cesaretinizi kıracaktır.
Yüzünüzü nazik bir temizleyici ile yıkayarak başlayın. 30 dakika bekleyin ve sonuçlarınızı kontrol edin!
Yağlı ciltler, yüzün başta T bölgesi (alın, burun ve çene) olmak üzere genelinde fazla yağ barındıran cilt anlamına gelir. Yağlı cilt, parlak görünme, yağlılık hissi verme eğilimindedir ve cildinizi leke ve sivilcelere açık hale getirebilir.
Normal ciltler, denge halindeki cilttir (çok kuru veya çok yağlı olmayan cilt). Normal ciltler, sivilce veya pul pul dökülmeye meyilli değildir ve dengeli bir T-bölgesine sahiptir. Hassasiyet sorunları ve kırışıklıklar minimumdadır.
Karma ciltler, hem kuru hem de yağlı bölgelere sahiptir. Örneğin, cilt tipik olarak alın, burun ve çenede parlak, yanaklarda ise kuru veya normal görünebilir. Mevsim değişikliklerine göre farklılık göstererek bir cilt tipine daha uyumlu hale gelebilir.
Kuru ciltler, genellikle pürüzlü, pullu, kaşıntı veya tahrişe yatkın, genel olarak nemsiz kalmış bir görünüm ve hissiyattadır. Kuru ciltler, kırışıklığa diğer cilt tiplerine göre daha meyillidir.
Hassas ciltler, kişiden kişiye farklılıklar gösterse de genellikle gözle görülür kızarıklık ve kuruluk ile ilişkilendirilir. Gözle görülür belirtiler göstermediği zamanlarda da rahatsızlık hissiyatına sahip olabilir.
Yukarıdaki şema yardımıyla genel olarak cilt tipinizi belirlediyseniz, şimdi önümüz biraz daha aydınlık. Gelin şimdi “kir”den başlayarak tüm temizleme sürecini ele alalım.
Kirler; Cilt gözenekleri, cilt yağı, hava kirliliği ve makyaj gibi etmenlerden dolayı tıkanabilir. Bu gözeneklerin açılarak cildin etkin şekilde yenilenebilmesinin sağlanması için de farklı temizleyicilere ihtiyaç vardır. Bazı kirletici maddeler suda, bazıları da yağda en iyi şekilde çözünecektir:
Temizlik Nasıl Yapılmalı? Cildin fazla yağ, genel kirlilik ve makyaj kalıntılarından kurtarılarak nazikçe ve kurutulmadan temizlenmesi gerekir. Aynı zamanda temizlik, cildin koruyucu bariyeri olan cilt florasına zarar vermeden cilt bariyerini kuvvetlendirmelidir.
Öneri Ürün : Yüz Temizleme Ürünleri
Yağ: Yağ bazlı makyajı temizlemek için en uygun formdur. Ön temizleyici olarak kullanılır ve çift adımlı temizleme rutininin ilkidir. Cildi nazikçe yumuşatır makyajı, kiri ve diğer kalıntıları etkili bir şekilde çözer. Tüm cilt tipleri için etkindir.
Jel: Hafif, köpürmeyen bir temizleyici formudur. Jel temizleyiciler farklı cilt tipleri birçok çeşitte karşımıza çıksa da en çok normal, karma ve yağlı ciltler için önerilir.
Kil: Detoksifiye edici ve matlaştırıcı özellikleriyle bilinirler. Kil temizleyiciler, gözenekleri temizlerken tıkanmış cildi yatıştırır ve fazladan üretilen yağı emer. Makyajı çıkarmak için kullanılmaz. Çift adımlı temizleme rutininin ikinci adımı olarak kullanılabilir. Yağlı, karma ve akneye meyilli ciltler için idealdir.
Krem: Daha derin nemlendirme sağlayan daha yoğun kıvamlı bir formdur. Normal ve kuru ciltler, hassas ciltler veya cildinizin ekstra neme ihtiyaç duyduğu soğuk aylarda önerilir!
Köpük: Jel temizleyicilerle karşılaştırıldığında cildi daha fazla kurutma eğilimindedir. Suyla karşılaştığında köpürürler. Karma veya yağlı ciltler için önerilir.
Balm: Yağa benzer, makyajı çıkarmak için temizliğin ilk adımında olarak kullanılır. Genellikle derinlemesine besleyici ve nemlendirici olan botanik özler içerir.
Temizleme Sütü: İçeriğinden dolayı değil, dokusu ve görünümü nedeniyle süt olarak adlandırılırlar. Yağlı temizleyicilerden biraz daha kalın, kremli temizleyicilerden biraz daha incedir. Normal, hassas veya kuru cilt tipleri için idealdir.
Tonik: Genellikle atlanan bir adım olan temizlik sonrası tonik uygulamaları, temizliğin cildin daha derin katmanlarına ulaşmasını sağlayarak temizlik sürecinin bir tamamlayıcısı olarak görev yapar. Derinlemesine temizlenmiş bir cilt, toniklerin daha derin katmanlara inerek görevlerini yerine getirmelerine olanak tanır.
AHA (Alpha Hydroxy Acid) Alfa Hidroksi Asitler, cildinizin en üst tabakasını (ölü cilt hücrelerini) dökmek için kullanılan, suda çözünebilen asitlerdir. AHA’lar içerisinde Laktik, Mandelik, Sitrik, Tartarik ve Malik Asit ile karşılaştırıldığında Glikolik Asit, cildin daha derinlerine nüfuz edebilen küçük moleküler yapısı sayesinde en güçlü asittir. Bu güç aynı zamanda beraberinde “tahriş” olasılığını da getirebilir. Nemlendirici serumunuzun içerisine katacağınız birkaç damla Glikolik Asitle tahriş ve hassasiyeti azaltabilirsiniz.
AHA Çeşitleri
BHA (Beta Hydroxy Acid) Beta-Hidroksi Asitler, yağda çözünür. %0,5-2 oranındaki BHA, gözeneklerin içerisine etkili bir şekilde nüfuz eder ve gözeneklerdeki yağ, kir ve ölü hücre birikintilerini temizler. Salisilik Asit, BHA’lar için mükemmel bir örnektir. Salisilik Asit yapısı gereği UV koruyucu etkiye sahip olsa da bu, BHA’nın yanında güneş koruyucuyu atlayabileceğiniz anlamına gelmez.
BHA Çeşitleri
PHA (Poly Hydroxy Acid) Poli-Hidroksi Asitler, AHA'lara benzer. AHA’lara göre daha büyük moleküler boyuttadırlar ve daha yavaş bir salınımları vardır. Çok hassas yapıdaki ciltler için dahi uygun olduklarından tahriş edici medikal ürünlerin yanında destek bakımı için kullanılabilirler.
Glukonolakton (PHA) içeren ürünlerin Rosacea tedavisinde reçeteli Azelaik Asit ile birlikte kullanımı, tek başına ilaç kullanımına kıyasla terapötik sonuçları önemli ölçüde iyileştirir ve reçeteli ilaçların tolere edilebilirliğini artırır. Glukonolaktonun, tamamlayıcı eksfoliasyon etkileri sağladığı ve akne tedavisinde benzoil peroksitin tahriş potansiyelini azalttığı ispatlanmıştır. PHA'ların akne tedavisinde topikal retinoid tedavisi ile uyumlu olduğu da kanıtlanmıştır.
%7-12 gibi daha yüksek konsantrasyonlarda avantajları daha fazla ortaya çıkan PHA’lar, hassas ciltler için harika bir seçenek olmanın yanında cilt florası ve bariyeri dostu özellik gösterir.
PHA Çeşitleri
Günün sonunda, sadeleştirilmiş bir cilt sağlığı rutininin ilk adımının dahi birçok bilinmezi içerdiğini görmüş olduk. Cilt sağlığınız da tıpkı genel sağlığınız gibidir. Tamamen size özeldir ve kişiselleştirilmiş bir bakış açısı ister. WTC’nin uzman konsültasyonu hizmeti sayesinde Türkiye’nin önde gelen medikal estetik hekim ve dermatologlarıyla istediğiniz yer ve zamanda görüşerek cilt sağlığınıza giden yolu kısaltabilir ve istenmeyen deneme-yanılma döngülerinden sıyrılabilirsiniz.