Facebook
🚚 1000 TL üzeri alışverişlerinizde kargo ücretsiz 🚚 Tüm kampanya ve sürprizlerden haberdar olmak, cildinize iyi gelecek bilgileri duymak için WTC Bülten'e üye ol!
Anasayfa WtC Bülten Gıda Takviyeleri
12.03.2024

Gıda Takviyeleri

Hangisi ne zaman ve ne kadar kullanmalı? Hangi içeriğe, kimin ihtiyacı var? Gıda takviyeleri olmadan yaşanmaz mı? Gerçekten, uykudan gün içi enerjiye; cilt sağlığından hücre gençleşmesine kadar mucizevi sonuçları var mı? WTC Bilim Kurulu Başkanı Dr. Yaman Er’in kaleme aldığı yazının aklınızdaki sorulara cevaplar üretebilmesi dileklerimizle.

Gerçekten İhtiyaç Var mı?

Birçok farklı formda, dikkat çekici ambalajlarda, bazılarını daha evvel duyduğumuz bazılarını henüz tecrübe ettiğimiz içeriklerden oluşan, birbirinden renkli isimlerin ve profesyonellerin sunduğu gıda takviyelerinde oldukça fazla kafa karışıklığı var. 
Cilt sağlığı konusunda Türkiye’nin yegâne platformu olma hedefimiz doğrultusunda bu blog konumuzu Gıda Takviyelerine ayırıyoruz.
 

 
Besinlerden elde ettiğimiz mineraller, aminoasitler ve vitaminler; büyüme, gelişme, görme, üreme, cilt bütünlüğü, bağışıklık sistemi, enerji üretimi gibi vücudumuzda çok sayıda metabolik ve hayati olayın gerçekleşmesinde rol oynar. Normal bir durumda, tüm bu birbirine bağlı sistemin ihtiyacı olan yakıtları, mutlaka “whole foods” adı verilen işlenmemiş, gerçek gıdalardan almalıyız; çünkü yüzbinlerce yıl içerisinde böyle kodlandık. Lakin içerisinde bulunduğumuz zamanlar, biraz değişti. Eskisiyle karşılaştırıldığında daha kirli ortamlarda yaşıyor, eskiden var olmayan kimyasalları ya tüketiyor ya da bu kimyasallara maruz kalıyoruz. Öte taraftan; koşuşturmaca içerisinde geçen hayatlarımızda gıdamızı sorgulamaya zaman bulamaz ve gerçek gıdaya ulaşmakta zorluk yaşarken bu gıdalara ulaştığımızda da gıdaların artık eski etkinliklerinde olup olmadığı sorusu gündeme geliyor. Bu sebeple, içerisinde bulunduğumuz bu yeni ortamın yol açtığı hasarların onarımı için daha fazla koruyucu ve onarıcı özellikte besinlere ihtiyacımız var.
 

Kim x Neden x Hangi x Ne Zaman x Ne Kadar?

“Bir insanın gıdası bir başka insanın zehiridir”
Titus Lucretius Carus
 
Antik Roma’da oldukça fazla şair ve filozof, gıda hakkında günümüze kadar varacak kelamlar etmişse de bunların en çok bilineni, Lucretius’un “Bir insanın gıdası bir başka insanın zehiridir.” Sözü. Lucretius, burada gıdanın kişiye özel olduğunu vurgularken biliminin bugün geleceği noktayı kestirebiliyor muydu bilmiyoruz; ama haklı çıktığı ortada.
Gıda takviyeleri kişiye; mutlaka bir profesyonelin gözetiminde, bireysel sağlık parametreleri gözetilerek, ihtiyacı olandan, ihtiyacı kadar yüklenmelidir. Gereksiz ve fazladan alınan gıda takviyeleri, sağlık ve dinçlik vermekten ziyade vücutta birikerek kullanıcısında toksik etkilere neden olabilirken bazı vitamin ve mineraller, hali hazırda kullanılmakta olan ilaçlarla olumsuz etkileşimler içerisinde girebilmektedir. 
 
Fazladan ve gereksiz alınan desteklerin yaratacağı bazı durumlar şöyle:
 
A Vitamini
Fazla tüketimi; iştahsızlık, cilt kuruluğu, karaciğer ve dalakta büyüme ve kemik ağrısı şeklinde vuku bulabilir. 
D Vitamini
Fazla tüketimi; kan kalsiyum düzeyinde artış, kireçlenme, kabızlık, bulantı, kusma, böbrek taşı gibi sorunlara neden olabilir. 
B Grubu Vitaminler
Fazla tüketimleri; genellikle zararsız olmakla birlikte deride kızarıklık, kaşıntı; karaciğer ve sinir sisteminde bozukluğa yol açabilir. 
C Vitamini
Fazla tüketimi; ishal ve karın ağrısı yaratabilir.
 
Bazı özel durum ve yaşam koşullarındaysa gıda takviyelerini almak gerekli olabilmektedir.
 
  • Bebekler ve çocuklarda
  • Gebeler ve emziren annelerde
  • Menopoz sonrası kadınlarda
  • Yaşlılarda
  • Düşük enerjili diyet yapanlarda
  • Fiziksel, sosyal, psikolojik, ekonomik sebeplerle yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayamayan kişi ve topluluklarda
  • Vejetaryenlerde
  • Hiçbir hayvansal gıda tüketmeyen, etik kaygıları olan veganlarda
  • Uzun süre ilaç kullananlarda
  • Besin alımını engelleyen hastalıkları olanlarda
  • Bir hastalığa bağlı beslenme tedavisi alanlarda
  • Diyaliz tedavisi gören hastalarda

“Yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalısın!”

Marcus Tullius Cicero



 
Zehir odaklı yanlış tarım politikaları, toprak, hava, yeraltı ve üstü tatlı sularının kirletilmesi sebebiyle, sağlıklı olduklarını düşünerek tükettiğimiz yiyeceklerin, sebze ve meyvelerin yıllar içinde besleyicilik değerleri dramatik olarak azaldı. 
Bu sebeple Cicero’yla ters düşerek, birçokları için yemek yemenin artık sadece karın doyurmak için yapılan hedonik, sosyal bir aktivite halini aldığını görüyoruz. Durum böyle olunca, fakir diyetlerimizden alamadıklarımızı yerine koymak için gıda takviyeleri ve ilaçlara başvurmaya başladık.
1930, 1955, 1970, 1985, 1996 ve 2002 yıllarında yapılan bilimsel çalışmaların hepsi, sebze ve meyvelerdeki besleyiciliğin giderek düştüğünü gösteriyor. Görece daha yakın tarihler olan 1985 ve 2002'deki karşılaştırmalar, konuyu daha iyi kavramamıza olanak verecektir. 
 
17 yıl içerisinde 100 gram başına düşen vitamin ve minerallerin oranları:
 
 
Şu an 2002'den 22 yıl daha ileride olduğumuzu düşünürsek, günlük vitamin ve mineral ihtiyacımızın tamamını sebze ve meyvelerden maalesef alamıyoruz.
Öte yandan yine yüzbinlerce yıl içerisinde geliştirdiğimiz işleyiş sistemimiz, gıdayı dalından ve topraktan doğrudan ve hemen tüketmek üzerine kurulu. Günümüzün küresel gıda zinciri dolayısıyla hasat edilen gıdanın besleyicilik değeri, soframıza gelene kadar geçirdiği yolculuk sebebiyle oldukça düşüyor. Buna bir de pişirme süreçlerindeki kayıplar eklendiğinde besin değerleri açısından oldukça fakir bir diyetle baş başa kaldığımızı söylemek olası.
 

Besin Takviyeleri x Cilt Sağlığı İlişkisi

Mit mi Değil mi?
Yıllar içerisinde; kimyasal koruyucular, hatalı pişirme yöntemleri, gerekli gereksiz kullandığımız antibiyotikler ve gıdaların besleyicilik özelliklerinin azalması sebiyle barsak floramız ya bozuldu ya da çeşitliliği azaldı ve artık sindirim sistemimizi eskisi gibi destekleyemiyor, gıdamızın içerisindeki yararlı mikro besinleri ayıklamakta yeterli olamıyorlar. Hal böyle olunca, hücresel boyutta canlılık enerjisini sağlama noktasında eksik kalan gıdamız sebebiyle vücudumuz, metabolizmanın gerçekleşmesi için gereken reaksiyonları düzenleyemiyor. Bu durum; uykumuzdan gün içerisindeki enerji halimize, stres yönetimimizden cildimize kadar bir dizi durumu da tetikliyor.
 
Dışa dönük ilk tarafımız olan cildimiz, uzun süreler boyunca yetersiz ve yanlış beslenmeye ilk fiziksel tepki veren organımız olarak karşımıza çıkıyor.  Yorgun görünen, mat, hassasiyet, lekelenme ve akneye meyilli, yaşlanma belirteçlerinin görece daha hızlı ortaya çıktığı bir yapıya bürünen cildimizi ancak çoklu bir bakış açısıyla eksi, kaliteli haline yaklaştırabiliriz. Bu da bizi, hem çevre koşullarımızı iyileştirmeye, hem de gıdamızı tanımaya ve de onu desteklemeye yönlendiriyor.

WTC x Besin Takviyeleri

Cilt sağlığına katmansal bir bakışı olan WTC, sürecin mutlaka farklı disiplinler ve  iyilik halleriyle de desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Bu bağlamda, WTC Bilim Kurulu’nun yaptığı araştırmalar sonucunda ilk etapta, Vitisfera ve Ballstad markalarını ürün yelpazemize ekleme kararı aldık. WTC Bilim Kurulu, “iyi ürünleri ancak kaliteli, ne yaptığını bilen ve bilimin ışığından şaşmayan insanların üretebileceği” düşüncesiyle” evvela, markaların yetenek sermayesini göz önüne aldı. Sonrasında üretilen hammaddelerin kalitesi ve etkinliği kurulun ikinci önceliği olduğu. Son olarak, şeffaf ve her sorumuza cevaplar üretebilen üreticiler, WTC’nin tercihi haline geldiler.
 

Z Raporu

WTC Bilim Kurulu, kulaktan dolma bilgiler ya da medya manipülasyonları yoluyla kendinizde hissettiğiniz eksiklikleri(!) gıda takviyeleriyle doldurmadan evvel, bir profesyonelin fikrini almayı ihmal etmemenizi öneriyor. Unutmamalıdır ki, sağlık noktasında “one size fits all” yaklaşımı hiçbir zaman tam anlamıyla çalışmaz ve zaman zaman sizlere sağlık kayıpları yaşatabilir.
 
Daha sağlıklı çözümlere ulaşmak için:

 

İlgili Bültenler
Cilt bakım rutininde serumlar: Hangi sırada ve nasıl kullanılır?

4.04.2022

Bir önceki WTC Bülten’de cilt sağlığı rutin adımlarının başlangıcı olan cilt temizliği konusunu ele almıştık. Temizliğin ardından temel bir rutinde nemlendirici adımına geçilebildiği gibi, biraz daha hedef odaklı bir rutin oluşturmak istediğimizde, nemlendiriciden önce bizi istediğimiz cilt hedefine götürebilecek aktif içeriklere sahip bir serum seçip rutinimize eklemek iyi olacaktır. Serumların detayına girmeden önce, bundan da bir adım öncesini kısaca ele alalım.

cilt bakımı, rutin adımları, serum, tonik, essence, lotion, serum içerikleri, serum seçimi

Akne Sonrası İz ve Lekeler

10.01.2024

Akne ve leke ilişkisine odaklandığımız bu blog yazımızda, lekelerin sebep ve çeşitlerini irdelerken muhtemel çözümlere de eğileceğiz.
İyi okumalar!

akne, akne lekesi, leke, cilt bakımı, leke tedavisi

Cildin Doğal Nemlendiricisi ve Lipit Mantosu

19.04.2022

Cildin nem ihtiyacının izini sürerken bu WTC Bülten'de Doğal Nemlendirme Faktörü'nün (NMF) yapısına ve etkilerine, cildin en dış katmanında deri hücrelerinin arasını doldurup onları birbirine yapıştıran epidermal lipitlerin cilt bariyerinin bütünlüğü için önemine ve hydration ile moisturisation olgularının arasındaki nüans farkına bakıyoruz.

cilt bakımı, rutin adımları, nemlendirme, cilt bariyeri, Doğal Nemlendirme Faktörü, epidermal lipitler, bariyer hasarı, hydration, moisturisation