Facebook
1000 TL üzeri alışverişlerinizde kargo ücretsiz 🚚 Tüm kampanya ve sürprizlerden haberdar olmak, cildinize iyi gelecek bilgileri duymak için WTC Bülten'e üye ol!
Anasayfa WtC Bülten Cilt bakım rutininde serumlar: Hangi sırada ve nasıl kullanılır?
4.04.2022

Cilt bakım rutininde serumlar: Hangi sırada ve nasıl kullanılır?

Bir önceki WTC Bülten’de cilt sağlığı rutin adımlarının başlangıcı olan cilt temizliği konusunu ele almıştık. Temizliğin ardından temel bir rutinde nemlendirici adımına geçilebildiği gibi, biraz daha hedef odaklı bir rutin oluşturmak istediğimizde, nemlendiriciden önce bizi istediğimiz cilt hedefine götürebilecek aktif içeriklere sahip bir serum seçip rutinimize eklemek iyi olacaktır. Serumların detayına girmeden önce, bundan da bir adım öncesini kısaca ele alalım.

Cilt bakımı rutininde tonik olmalı mı?

Cilt bakımında geleneksel olarak temizlik adımının hemen peşinden tonik gelir ve hem temizleyicinin atlamış olduğu kir kalıntılarını da temizler hem de cilt pH’ını yeniden dengelerdi. Bunun sebebi geçmiş yıllarda cilt temizleyicilerin çok daha sert olması ve temizlik uygulaması sonrasında cilt pH seviyesinin çok yükselmesiydi. Günümüzde temizleyicilerin çoğu daha nazik formüle edildiği için bu anlamda bir tonikleme adımına gerek kalmadı, ama temizlik sonrasında cildi daha sonra gelecek içeriklerin etkin şekilde emilmesi için hazırlamak ve cilde hızlı şekilde nem desteği vermek için daha zengin içerikli su bazlı tonikler (toner) kullanılabilir. Kore ürünlerinde bu tür ürünlere “skin”, “softener”, “skin softener” ya da “skin refiner” gibi isimler verilebiliyor. Bunların hepsi kategori olarak tonik/toner sınıfındadır. Bunların bir kısmında yine cildi nazikçe temizlemeye yardımcı olacak içerikler bulunabilir, ama cildinizi sadece tonikle temizlemek, özellikle de akşam rutininde, yetersiz kalır. 

 

Essence ya da lotion nedir? Essence ve serum aynı şey midir?


Bunun bir sonraki adımında su kıvamındaki tonikten biraz daha yoğun ama yine likit formda, düşük konsantrasyonda bir ya da daha çok aktif içeriğe sahip “essence” ya da daha çok Japon markalarında gördüğümüz “lotion” kategorisi gelir. Essence ve lotionlarda temizleyici özellik yoktur, ama tonikten alacağınız faydaların çok daha fazlasını sunabilirler. Bu ürünler için şöyle bir ifade de kullanılır: “Essence/lotion meyve nektarı gibidir; hem cildiniz için gerekli vitaminleri hem de besleyici maddeleri içerir.” Nem tutma, hassasiyet ve kızarıklık, fazla sebum üretimi, mat ve cansız cilt görünümü gibi şikayetleri olanlar bu adımdan faydalanabilir. Toniklerle aynı olmadığı gibi, essence ve lotion’lar, serumlarla da aynı sınıfta değildir. 

Cilt bakımında serum nedir ve nasıl kullanılır?

Şimdi gelelim serum adımına. Latince “suya benzer sıvı” anlamında kullanılan “serum” kelimesi aklımıza ilk olarak medikal olan serumu getirse de, kozmetik sektöründe de serum, genelde su bazlı olan ve yüksek oranda aktif içerik bulunduran cilt bakımı formülasyonlarını tanımlar. Cilt bakımında geleneksel olarak kullanılan emülsiyon bazlı nemlendiricilerde yüksek oranda aktif içerik kullanmak daha zor olduğu için, serum formu tercih edilir. Serumların bazı, hyalüronik asit gibi güçlü bir nemlendirici içerik de olabilir, hedefe yönelik aktif içerikler de olabilir. Serumlar, ince yapılı, cilde hızlı şekilde nüfuz edip yaygın cilt şikayetlerini hedefleyecek yoğun oranda bir ya da birden çok aktif içeriği deri altına taşıyan oldukça konsantre formülasyonlardır. 

Ampul vs serum

Batı’da kozmetik sektöründe serumlar popüler olmadan önce bu şekilde konsantre içeriklere sahip olan “ampul” formu, özellikle profesyonel markalarda kullanılırdı; halen de kullanılıyor. Ancak genelde cam muhafazası içinde tek dozajlık hazırlanan bu ampullerin kullanımı biraz zor olduğu için, 15-50 ml aralığında, bir damlalığı ya da hava geçirmeyen pompası olan küçük cam ya da plastik ambalajlarda satılan serumlar hızla yaygınlaşmıştır. Daha çok Kore ürünlerinde gördüğümüz ampuller ise serumla aynı sınıfta kabul edilir. 

Hedefe yönelik serumlar

Mat görünen cildi aydınlatmak, çizgi ve kırışıkları azaltmak, akne ya da travma sonrası izleri ve cilt lekelerini tedavi etmek gibi özel olarak hedef almak istediğiniz cilt şikayetleriniz için buna yönelik bir serum kullanmak uygun bir stratejidir. Serumlar ince ve küçük moleküllü yapıları ile öne çıksa da, elbette tüm serumlar aynı değildir. Ne kadar iyi çalışacakları içindeki aktif içeriklere, formülasyona, kullanılan taşıyıcı araca, lipozomlar gibi gelişmiş deri altına taşıma teknolojisine ve bileşimin stabilitesine bağlıdır. 


Serum nasıl seçilir?


Cilt bakımı rutininizin tüm adımlarında olduğu gibi bu adımda da ürünün sizin ihtiyacınıza özel olarak seçilmesi gerekiyor. Bu yüzden rutininize bir serum eklemek istiyorsanız öncelikle hedef almak istediğiniz şikayetinizi belirlemeniz lazım. Popüler olan ürünlerin sizin için de iyi bir seçenek olduğunun hiçbir garantisi olmadığını unutmayalım. Esas ihtiyacınız olan içeriklerle buluşmadığınız sürece, ne kadar büyük vaatler sunsa da, o serumdan hiç verim alamayabilir, hatta cilt sağlığınızı bozabilirsiniz. 
 
Örneğin, şikayetiniz kuru cilt ve nemsizlik problemiyse nem desteği sağlayan su bazlı serumlara ya da ciltte nemi hapsetmenize yardımcı olacak yağ bazlı serumlara yönelebilirsiniz. Cilt bariyeriniz hasar gördüyse ve cildinizde yanma, batma, kaşıntı, gerilme vb şikayetler varsa tıpkı bir kale duvarı gibi cildinizi dış tehditlere karşı koruyan cilt bariyerinizi güçlendirmeye yardım edecek bir bariyer serumuna ihtiyacınız vardır. İnce çizgi ve kırışıklarınızın görünümünü azaltıp oluşmasını geciktirmek için cildinizde kollajen sentezini tetikleyebilecek ve hücre döngüsünü hızlandırarak ölü deri tabakasından daha hızlı şekilde arınmanızı sağlayacak içerikte bir ürüne ihtiyacınız duyarsınız. Cildinizde güneş hasarı ya da travma sonrası oluşan lekeler varsa, leke oluşum döngüsünün farklı basamaklarında etki gösterebilecek içerikler gerekir ve burada verim alabilmek için mutlaka bir profesyonel destek almanızı öneriyoruz.  

Hangi etki için hangi içerikler seçilebilir?

 

Nem desteği veren (hümektan) içerikler: 

Hümektanlar hem dermis tabakasından epidermise nemi çekerek cildin en dış katmanı olan Stratum Corneum’un (SC) su seviyesini yükseltmeye yardımcı olurlar. Bu içerikler ciltten sökülüp atılmış ya da çeşitli nedenlerle seviyesi azalmış olan Doğal Nemlendirme Faktörü’nün (NMF) yerine geçerek görev yaparlar ve cildi yumuşatırlar. NMF’in başlıca bileşenleri amino asitler, pirolidon karboksilik asit (PCA) ve laktik asittir.  
 
Başlıca hümektan içerikler: hyalüronik asit, gliserin, sorbitol, AHA’lar (laktik asit, glikolik asit), üre, propilen glikol, butilen glikol, pantenol (B5 vitamini), betain, alantoin, pirolidon karboksilik asit, aloe vera, beta-glukan


Bariyer onarıcı ve güçlendirici içerikler:

Cildin bariyer fonksiyonunu, deri hücrelerimiz ve onları bir arada tutan hücre dışı lipit matriksi ile mikrobiyomumuz oluşturur. Basitçe bir örme duvar gibi düşünebileceğimiz bariyerinde, ölü keratonosit hücrelerini sıkıca birbirine yapıştıran çimento görevini, başta seramitler olmak üzere kolesterol ve serbest yağ asitlerinden oluşan lipit matriksi görür. Bu yapıştırıcı çimentonun bileşenleri azaldığında bariyerin bütünlüğü bozulur ve koruyucu fonksiyonu devre dışı kalır. Bariyer onarıcı serumlarda bu katmanı onaran, cilde su desteği sağlayan (hümektan) ve yatıştırıcı içerikler bir arada bulunur. Ancak yalnızca hümektanlar ve centella asiatica gibi yatıştırıcı içerikler bariyerin yapısını onarmanız için yeterli olmaz; mutlaka lipit matriksin takviye edilmesi gerekir. 
 
Başlıca bariyer onarıcı içerikler: seramitler, niasinamid (B3 vitamini), NMF, linoleik asit, alfa-linoleik asit, kolesterol. 


İnce çizgi ve kırışıklara karşı içerikler: 

Yaşlanmış bir ciltte gözlemlenen klinik belirtilerin temel nedenlerinden birinin kollajen, elastin ve glikozaminoglikan hyalüronik asitin (HA) kaybı ya da görevinini yerine getirmemesi olduğunu düşünülmektedir. Bu nedenle yaşlanma karşıtı cilt bakımı içeriklerinin ana amacı da bu kaybı önlemek ve kollajen ile HA üretimini artırmaktır. Cildin bu temel yapıtaşları bir yandan yaşla beraber doğal olarak azalırken, diğer yandan UV radyasyonunun kollajeni parçalayan matriks metalloproteinazların (MMP) üretimini artırmasıyla da zamanından önce yıkıma uğrar. Dolayısıyla cilt bakımı rutininizde ince çizgi ve kırışıkların görünümünü azaltmayı hedefliyorsanız, öncelikle bu yıkımı durdurmalı, sonra da üretimi hızlandırmalısınız. 
 
Başlıca yaşlanma etkilerine karşı içerikler: antioksidanlar, C vitamini, retinoidler, peptitler ve proteinler, Alfa-Hidroksi-Asitler (AHA).

Ciltte hassasiyeti yatıştıran ve sakinleştiren içerikler:


Cilt bariyerinin hassaslaşması ve zarar görmesi, enflamasyon, kozmetik ürünlere cildin reaksiyon vermesi, fiziksel hasar ve tahriş, güneş hasarı, egzersiz sonrası terin yarattığı tahriş ya da alerjik reaksiyonlar vb birçok farklı nedenden dolayı ciltte zaman zaman hassasiyet oluşur ve yanma, batma, kaşıntı, pul pul dökülme gibi biçimlerde kendini gösterebilir. Egzama, roza, dermatit gibi cilt problemlerinde, bu hassasiyet aralıklı olarak uzun vadede de deneyimlenebilir. 
 
Başlıca yatıştırıcı ve antiinflammatuar içerikler: centella asiatica (cica), yeşil çay, alantoin, bisabolol, seramitler, niasinamid, E vitamini, aloe vera, azelaik asit, resveratrol, propolis, yulaf kepeği, bakır peptitler 
 

Cilt aydınlatıcı ve leke baskılayıcı içerikler:

Uzun süreli korumasız güneşe maruziyet; hormonal bozukluklar; akne, yara, yanık vb nedenlerle travma oluşumu; serbest radikal hasarı sonucu hücrelerin maruz kaldığı oksidatif stres; lipit peroksidasyonu ve EFAD yani temel yağ asitlerinin eksikliği durumunda melanosit uzantılarının deforme olması gibi birçok farklı nedenle ciltte pigmentasyon problemleri oluşabilir ve kendini cilt tonu eşitsizliği ile leke şeklinde gösterebilir. Leke oluşumu oldukça karmaşık bir süreçtir ve bir doktor tarafından kaynağı ile derinliğinin iyi tespit edilip uygun bir tedavi yöntemi belirlenmelidir. Çoğu pigmentasyon probleminde sadece topikal ürün kullanımı yeterli olmayıp belli sürelerle tekrar edecek klinik işlemlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Cildi aydınlatmak için; melanin üretimini tetikleyen tirosinaz enziminin baskılanması, melanosomun yüzeye transferinin engellenmesi, epidermisteki melaninin yok edilmesi, hücre döngüsü hızlandırılarak dış yüzeyin yenilenmesi, bir bölgede toplanmış olan fazla melaninin dağıtılması gibi pigmentasyon döngüsünün farklı aşamalarının birlikte hedeflenmesi gerekir.  
 
Başlıca cilt aydınlatıcı içerikler: hidrokinon (reçeteli kullanım), C vitamini (L-Askorbik Asit), traneksamik asit, retinoidler, kojik asit, meyankökü özü, resveratrol, azelaik asit, niasinamid, arbutin, N-Asetil Glukozamin, soya, dut özü, AHA’lar, salisilik asit, oligopeptitler 

Aynı rutinde birden fazla serum kullanılabilir mi?


Nem veren, cilt bariyerini güçlendiren ve cildi yatıştıran serumlar kendi aralarında ya da yaşlanma etkilerini veya pigmentasyon problemini hedefleyen serumlarla aynı rutinde birlikte kullanılabilir. Tedbir amaçlı olarak ve ciltte tahrişi ve reaksiyonu önlemek üzere hücre döngüsünü hedefleyen asit, retinoid, C vitamini ve pigmentasyon döngüsünü hedefleyen azelaik asit, kojik asit, traneksamik asit gibi aktif içerikli serumların aynı rutin yerine biri sabah biri akşam rutininde yer alacak şekilde dağıtılması önerilir. İlk defa düzenli bir rutin uygulamaya başlayacaksanız birden fazla ürünü bir anda kullanmak yerine birer serumla yola başlayıp ihtiyacınıza ve cildin toleransına göre sonradan ekleme yapmanız daha güvenli olur.

Serumlar ne sıklıkta kullanılmalı?

Nem serumları, bariyer serumları ve yatıştırıcı serumlar sabah/akşam ve ihtiyaca göre her gün; C vitamini sabahları ve haftada iki ile başlayıp yavaş yavaş artırılarak her gün, retinoidler de aynı şekilde haftada 1-2 defa başlayıp yavaş yavaş artırılarak ihtiyaca göre haftada 3-4 ya da her akşam; AHA içerikli serumlar ise yine haftada 1 ile başlayıp yavaş yavaş artırılarak haftada 3 akşam kullanılabilir. 
 
Kendi cildinize ve cildinizin mevcut ihtiyaçlarına en uygun serumları, WTC doktorlarıyla online konsültasyonda birlikte belirleyebilir ve deneme/yanılma riskine girmeden güvenle kullanmaya başlayabilirsiniz. Konsültasyon ücretinizin ürün satın alırken sepetinizden düşüleceğini de hatırlatmak isteriz.

 

İlgili Bültenler
Akne Sonrası İz ve Lekeler

10.01.2024

Akne ve leke ilişkisine odaklandığımız bu blog yazımızda, lekelerin sebep ve çeşitlerini irdelerken muhtemel çözümlere de eğileceğiz.
İyi okumalar!

akne, akne lekesi, leke, cilt bakımı, leke tedavisi

Mevsim Değişikliklerinin Cilde Etkisi

28.04.2024

Mevsimlerin değişmesi, cilt sağlığımız üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle kış ve yaz mevsimleri arasındaki geçiş dönemlerinde cildimiz, değişen koşullara adapte olmaya çalışırken doğru cilt bakımıyla alacağımız önlemler de cildimizin işini kolaylaştıracaktır. Sizleri, WTC Doktorlarından Güzin Samav Sarı’nın Değişen Mevsimlerde Cilt Bakımının Önemi ve Yaz Mevsimine Cildinizi Hazırlamanın Yollarını anlattığı yazısıyla baş başa bırakıyoruz.

cilt bakımı, mevsim geçişleri

Gıda Takviyeleri

12.03.2024

Hangisi ne zaman ve ne kadar kullanmalı? Hangi içeriğe, kimin ihtiyacı var? Gıda takviyeleri olmadan yaşanmaz mı? Gerçekten, uykudan gün içi enerjiye; cilt sağlığından hücre gençleşmesine kadar mucizevi sonuçları var mı? WTC Bilim Kurulu Başkanı Dr. Yaman Er’in kaleme aldığı yazının aklınızdaki sorulara cevaplar üretebilmesi dileklerimizle.

cilt bakımı, gıda takviyesi kullanımı, gıda takviyeleri, bilinçli tüketici